Her aradığın burda
  Duaların Esrarı 2
 
Duâların Esrârı II
Duâların Esrârı kategorisindeki sayfalar arttığı için yeni duaları eklemeye buradan devam edeceğiz...
"Duâ" Denen SIR!..
Duâ, kelime manası "çağırmak" demektir. Kur'ân-ı Kerim'de ise; kimi ayetlerde (Nisa' 56, İsrâ 110) "ibadet"; kimilerinde (Bakara 23) "istiâze / yardım istemek", kiminde de (Mü'min 60) "talep" manalarına gelmektedir. Deyim olaraksa bir şeyin olmasını veya olmamasını الله'a hamd ve senâ ederek, Resulullah (S.A.V.) Efendimiz'e salât ve selâm getirerek, kulun zillet ve ihtiyâcını ifâde eden bir dille الله'tan yardım dilemektir.

Duâ, kulun Cenab-ı Hakk'a ubudiyetini arz etmesi; O'ndan Dünya ve Ahiret'i ile ilgili istekte bulunmasıdır.

Duâ, kişinin الله'a kul olduğunu idrak etmesi ve bu inancını ilâhi Huzur'da itirafta bulunmasıdır.

Duâ, kişiyi;

- الله'a kulluğa,
- O'na teslimiyyete,
- ? [bozulmuş metin formatı]
- Kişinin kendisini, الله'a karşı zelil görme noktasına çağırır ve duâ ehlini o noktaya alır götürür.

الله'a teslim olan; sadece O'na yönelir, ancak O'ndan ister. O'ndan gayrı ne varsa, onlara karşı duyduğu korku ve ürpermeyi de aklından çıkarır; (cinlerden, şeytani güçlerden, zalimlerden, tağuttan vs değil) sadece الله'tan korkar. O halde duâ, sadece, kişinin hâlini الله'a "arz etme ve isteklerini sıralama" demek değil; (tüm bunlardan) daha öte bir şeydir. Kul, duâ ile kainat Yaratıcısı, tek ve Mutlak Hakimi olan الله'a; O'nu sevdiğini, verdiği nimetlere şükrettiğini, her zaman O'nun iradesi doğrultusunda hareket etmeye hazır olduğunu gösterir.

İnsanların duâlarını iki gurupta toplayabiliriz:
1. Avâm'ın Duâsı: Bencil insanların duâsıdır. Çünkü bunlar, ya borçludur, borcunu ödemek için yardım istemektedir; veya hastadır (yahut hastası vardır) şifâ talep etmektedir; yahut işleri bozuktur, düzelmesini istemektedir.

2. Ariflerin Duası: Samimi dualardır. Zirâ, الله'ın ârif kulları, O'nun huzurunda bulunmaktan târif edilemez derecede zevk alırlar.

الله, kimin duâsı olursa olsun mutlaka icâbet eder (kabul eder).

Dualar Kabul Olunur
Cenâbı Hakk Azze ve Celle, Bakara Suresi'nin 186. ayetinde şöyle buyurmuştur:

"Ben, onlara YAKIN'ım. Bana duâ edenin duasına karşılık veririm."

Bir Hadis-i Kudsi'de şöyle buyurmuştur.

"Ademoğlu! Sen, bana duâ ve ricâda bulunduğun zaman, sendeki günahları kayıtsız bağışlarım. Günahların, göklerin arasını dolduracak duruma ulaşsa, Ben'den bağışlanmayı istediğin zaman Ben, seni bağışlarım.

Ademoğlu! Bana ortak koşmadıktan sonra yeryüzünü dolduracak ölçüde günâhla karşıma gelsen, yeryüzünü dolduran bir afvla karşılık verir, seni affederim."

Resulullah (S.A.V.) Efendimiz de; "Duâ, ibâdetin özüdür." buyurmuş ve sonra da şu âyet-i kerîmeyi okumuştur:

"Rabbiniz buyurdu ki: Bana duâ (ibâdet) edip kullukta bulunun ki, size karşılığını vereyim..." (Mü'min 60)

"Duâ Ediyorum (Fakat) Kabul Edilmiyor!?" Deme...

Resulullah (S.A.V.) Efendimiz, şöyle buyurmuştur:

"Bir mü'min; günâhla, akrabaları ile münâsebeti kesmekle ilgisi olmayan bir duâ ederse, الله, ona mutlaka (şu) üç şeyden birini verir: Ya duâda istediğini Dünya'da iken verir; veyâ duâda istediğini Ahiret'te onun için bir hazırlık olarak bekletir, yahut ona gelecek bir fenalığı önler.

Resulullah (S.A.V.), şöyle buyurdu:

"الله, daha çok verir..."[1]

Kaynaklar
[1] Ayhan Yalçın, "Duâların Esrârı", Çelik Yayınevi, s. 7-10.
 
  Bugün 2 ziyaretçi (11 klik) Kişi girivermiş..  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol